31 Mart 2009 Salı

Seven Adamla Papatya

Sevgisiz insan, bir gün şans eseri bir çiçek bahçesinde bulmuş kendini, bahçedekiçiçekleri hiç düşünmeden ilerlemiş bir süre. Bir düzlüğün ortasında mola vermiş bir ara. Etrafına bakmış bir süre, hiç bir çiçek bir şey ifade etmemiş ona.Sonradan yıkılan bir ağaç görmüş ve onun yanında bir papatya. Papatya kendinden emin, o köşede yıkılan ağacın yanında çıkan rüzgara göğüs geriyormuş.Papatya o kadar güzelmiş ki...
Sevgisiz insan sevgiyi tanımış. Buna şaşırmış. Alışamamış, ne yapması gerektiğini bilememiş. Pek tabiibildiğini sanmış...
Papatyayı sevmiş, okşamış,rüzgar ona zarar vermesin diye araya girmiş oturmuş...
Papatya bir süre tekrar dikleşmiş. Papatyanın zarar görmesinden öylesinekorkuyormuş ki, böylesi bir güzelliğin sonsuza dek sürmesini, o kadar çok istiyormuş ki...Papatyanın, ellerine dokunduğu her an, onuhissettiği her an kendini dünyanın en mutlu insanı hissediyormuş...Sevgiyi öğrenen adam, gerek papatyayı korumak için gerekse ona olan doyumsuzluğundan dolayı papatyayı koparmayı ve yanına almayı istemiş. Onu bu bahçeden koparmak ona çok doğru gelmiş çünkü, onu yanında hep koruyabilecek, sevebilecekmiş. Papatyayı hiç düşünmeden çekmiş,koparmaya çalışmış, papatya buna direnmiş,direnmiş. Seven adam anlayamamış bu direnci, daha da güçle yüklenmiş papatyaya. Aklı o zaman neredeymiş, kim bilir... Papatya gün geçtikçe solmuş, solmuş...
Adamın gölgesi onu öyle bir kapıyormuş ki, soluk almasını engelliyormuş. İşin garibiadam bunu görsede anlayamıyormuş, papatya soldukça üzerine daha çok titriyor,iyice kapıyormuş güneşini. Sevmeyi yanlış öğrenen adam, en sonunda dayanamamış ve papatyayı tüm gücüyle kendine çekmiş. Tüm dünyaya ne mutlu..Ve o salak adama ne mutlu ki, papatya herşeye rağmendirenebilmiş gücü kalmasa da. Ama budireniş o kadar büyük bir güç gerektirmiş ki, o herşeyden çok sevdiği papatya boynu bükük kalmış...
Seven adam işte o noktada her şeyigörmüş ve anlamış, yaptığının acısı ona öyle bir koymuş ki, sendeleyip yere düşmüş. Hayatında tanımadığı acıyı çekmiş adam. Hayatta kendini ilk defa haksız, ilk defa bencil, ilk defa küçük hissetmiş. Ağlamakpara etmezmiş, üzülmekte. Güneş de hemen fayda etmezmiş papatyaya. Sevmiş adam, bir çiçeğe nasıl davranması gerektiğini görmüş gözündeki perdeler kalkınca...Ağlayarak çiçeğin yanında durmuş,rüzgara karşı kendini siper etmiş yine ama çiçeği ne koparmaya çalışmış bir daha, ne de üzerinde gölge etmeye...
Papatya, tekrar mutlu bir şekilde bütün asilliğiyle ve gücüyle dimdik ayakta durana kadar bekleyecekmiş öylece, yakınında olacakmış çünkü, çiçeğin ona ihtiyacı olacağı bir zaman olursa o da o anda çiçeğinin,papatyasının yanında olacakmış. Seven adam, papatya onu bir daha hiç sevmese bile, onusonsuza dek sevecekmiş, çiçek isterse uzakta,çiçek isterse yakında...Çünkü seven adam içindeğerli olan tek şey varmış, o da çayırda tek başına ayakta durmaya çalışan eşi benzeriolmayan güzellikteki o tek papatya.

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin