Psikoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Psikoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Mayıs 2009 Pazartesi

İkinci Çocuklar Daha İsyankar Oluyor..


Child Development dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, genelde ilk doğan çocuk daha uyumlu ve boyun eğen bir mizaca, ikinci çocuk daha bağımsız bir kişiliğe sahip oluyor.
Yeni araştırmanın, "kuşaklar boyunca ebeveynlerin bu yoldaki gözlemlerine" ve doğum sırasının, "çocuğun kişiliğinin oluşumunda önemli bir rolünün bulunduğu düşüncesine" yeni kanıtlar sağladığı belirtildi.
Pennsylvania Devlet Üniversitesi, Hawaii Üniversitesi ve Purdue Üniversitesindeki araştırmacılar, ABD’de 7-19 yaş arası 364 çocuk ve genç ile bunların aileleri arasında yaptıkları araştırmada; çocuk ve ebeveynleriyle görüştüler, çocuklardan okul dışındaki faaliyetleriyle ilgili günlük tutmalarını istediler ve testosteron hormonu testi yaptılar.
Araştırma sonucunda, ikinci çocukların ergenlik dönemlerinde daha maceracı ve bağımsız oldukları, ilk doğanlarda ise bu yönde bir değişim görülmediği, bu çocukların daha muhafazakar oldukları belirlendi.
-DEVRİMCİLER İKİNCİ ÇOCUKLAR ARASINDAN ÇIKIYOR-
Doğum sırasının kişilik üzerindeki etkisi konusundaki ilk ciddi araştırma, 19. yüzyılda, psikiyatrist Alfred Adler tarafından yapılmıştı. Adler, ikincinin gelmesiyle birinci çocuğun "tahtından indirildiğini" öne sürmüştü.
Daha önce yapılan başka bazı araştırmalar da muhafazakar siyasi liderlerin ilk doğanlar, isyancı ve devrimcilerin ise ikinci çocuklar arasından çıkma ihtimallerinin daha fazla olduğunu iddia etmişti.
-KIZLARLA VAKİT GEÇİRMEK FAYDALI-
Araştırmada ayrıca, kız ve erkek çocukların hayata aynı kişilik özellikleriyle başlamalarına rağmen, erkek çocukların ergenlik yaşlarına geldiklerinde daha soğuk ve daha az hassas hale geldikleri kaydedildi.
Kız ve erkek çocukların kişiliklerindeki değişimin, nasıl vakit geçirdikleriyle de ilintili olduğunun belirlendiği araştırmada, gerek kız, gerekse erkek çocukların kızlarla vakit geçirmelerinin, erkeklerle vakit geçirmelerine oranla daha fazla yarar sağladığının görüldüğü belirtildi. Buna göre, kızlarla arkadaşlık eden erkek ve kız çocukları daha bağımsız ve maceracı bir kişilik geliştiriyor.
Kızlarla daha fazla vakit geçiren kız çocukları daha feminen, erkeklerle daha fazla vakit geçiren erkek çocuklar ise daha erkeksi özellikler geliştiriyor.
Pasific Luhheran Üniversitesi ile Michigan Üniversitesinin 5-18 yaş arasındaki 450 çocukla yaptığı bir başka araştırmada, küçük kızların erkekleri "farklı bir tür" olarak gördüklerini, erkek çocukların da kızları "kedinin köpekten farklı olduğu kadar" kendilerine yabancı saydıkları saptadı.
Bunun, çocukların karşı cinsle oynama isteksizliğine açıklama getirebileceği belirtiliyor.
Kaynak : Gazeteport

31 Mart 2009 Salı

Sakıp Ağadan Öğütler

1-Nasıl bir "Güç" arıyorsunuz? Onu Bilin. Güce sahip olduktan sonra ise onu iyi kullanın.
2.Başkasından, özellikle politikacıdan medet, ummayın.
3.Birlik ve beraberlik arayışını her işte ve her fırsatta sürdürün.
4.Karşınızdakilerin "İnsan" olduğunu hiçbirzaman unutmayın
5.İnsanların birer "Makina" olmadıklarını bilin.
6.Terfi, ödüllendirme ve cezalandırma, başarıya yol açar.
7.Adil olun. Her işte, her konuda, her fırsatta ve herkese karşı adil olun.
8."Vicdan Huzuru" başarılı olabilmenin temel şartıdır.
9.Ayaklarınız her zaman yere bassın. Hiçbirzaman havalarda dolaşmayın.Kendinizi kimseden üstün görmeyin.
10.Hiçbir işi "Kıyısından Köşesinden Tutmayın". Yapacağınız iş ne ise,küçümsemeden ona sahip çıkın.
11.Hayata uyun.
12.İyilikleri unutmayın. İyilikleri karşılıksız bırakmayın.
13.Aç gözlü olmayın. "Allahıma Şükür" demesini bilin.
14.Şans, kader ve kısmet, yararlanmasını bilenler için vardır.
15.Hiç ölmeyecek gibi çalışın. Yarın ölecekmiş gibi hazırlıklı olun.
16.Dünyanın sizin etrafınızda kurulduğunu sanmayın.
17.Dostluğa ve arkadaşlığa önem verin.
18.Güler yüzlü ve tatlı dilli olun.
19.Hedefiniz nedir? Onu bilin. Dağılmayın. Lüzumsuz şeylerle uğraşmayın.
20.Sağlıklı olun. Sağlık herşeyin başıdır.
21.Düzenli bir yaşamınız olsun.
22.Manevi dünyanız zengin olsun. Sonra maddi zenginlik gelir.
23.Bilgili olun.
24.Gözünüzü açın.
25.Risk almayı bilin. Cesur olun.
26.Güvenilir insan olun.
27.Hangi işi yapacaksanız, o işi en iyi bilenler ile işbirliği yapın.
28.Yaptığınız iş farklı olsun.
29.Müesseseleşin.
30.İşinizi sevin. İşinize sahip çıkın.
31.Tasarrufa önem verin. Tasarruf yatırım demektir.
32.Borç para vermekte, kefil olmakta dikkatli davranın.
33."İyiyi" yüreklendirin, alkış verin. "Kötüyü" ayıplayın, ceza verin.
34. Allah herkese "Bölüşmeyi" nasib etmez. "Bölüşmek" ve "Paylaşmak" kutsalve keyifli bir iştir. Bölüşmesini bilin. Paylaşmasını becerin.
35.Kim akıllı üretir ise onun yanında olun. Kim akılsız tüketir ise ondan uzak durun.
36.Her şeyin bir şeyini, Bir şeyin her şeyini bileceksiniz.
37.Karınıza ve çocuklarınıza vakit ayırın. Ne kadar yoğun proğramınız olursa olsun, karınıza ve çocuklarınıza zaman ayırmalısınız. Bu bir zorunluluk değil bir zevktir.
38.Adınızı temiz tutmaya özen gösterin. Başarı bir bütündür. İsminizi temiz tutun ki, başarı isminizi taçlandırsın.
39.İşbirliği yapacağınız insanları, birlikte çalışacağınız kişileri ve ortaklarınızı seçerken dikkatli olun. Arkadaşlıklarınızı ve dostluklarınızı iyi kurun.
40.Çıkar uğruna, menfaat bekleyişi içinde, belli kolaylıklardan veya imkanlardan yararlanmak hesabıyla, uygunsuz kişi veya guruplarla ilişkiye girmeyin.
41.Kişisel çıkar uğruna, geçici kazanç için kimseyi satmayın.
42.Fikirlerinizden ve değer yargılarınızdan fedakarlık etmeyin. Etmeyin ki önce aileniz ve yanınızda çalışanlar, sonra iş yaptıklarınız ve çevreniz size güvensin.
43.Şeyh uçmaz. Onu müridleri uçurur. Başarıyı yakalamak, başarıyı sürdürmek, başarıyı ileriye götürmek isteyenler ayaklarını yerden kesmemeye, uçmamaya özen gösterirler. Çünkü uçan hiçbir şey havada kalmaz.
44.Hırçın olmayın, hem kendinize hem de başkalarına huzur verin. Hırçınlıklarınızı yenmeye çalışın.
45.Dost olun, arkadaş olun. Dostunuz olsun, arkadaşınız olsun. İnsan sevdikçe ve sevildikçe mutlu olur.
46.Yaşamadan ölmeyin. Yaşayarak ölün. Ölümden söz etmek kötü birşey ama, ölüm mukadder son. Her faninin kaderinde var İnsan bu dünyaya bir defa geliyor.
47.İnsan ölürken yaptıklarına değil, yapamadıklarına pişman olurmuş. Son nefesinizde yapamadığınız şeyler için üzüntü duyun.
48.Eşini iyi seçemeyen, işini de iyi seçemez.

Herşey Seninle Başlar!

Çaresizlik öğrenilmiştir.
Başarılı olmak da öğrenilebilir.
Sende sandığından fazlası var!
Gelebileceğin en iyi yerde değilsin.
Yeni bir hayat için gereken, yeni bir akıldır.
Doğru şeyi yapmak için yanlış zaman yoktur.
Rüzgarı suçlamayı bırak, yelkenleri kullanmayı öğren!
Seyirci koltuğundan sıkıldıysan, sahneye çık.
Zirvede her zaman bir kişiye daha yer var.
Her şey seninle başlar!
Başkaları yapabildiyse, sen de yaparsın.
Hayatta ya tozu dumana katarsın,Ya da tozu dumanı yutarsın.
Seçim senin!

Özgüven Nasıl Kazanılır?

Özgüven önemli bir kişisel özelliktir; yaşamla baş etmemizi ve sorunlarla gerçekçi bir şekilde mücadele etmemizi sağlar ve zorluklara dayanmamızı kolaylaştırır.

Özgüven kazanma süreci, yaşamın önemli zorlukları ile başa çıkma gücüne sahip ve mutlu olmaya layık bir kişi olma deneyimidir.






Özgüven insana güç verir, enerjisini artırır ve daha fazla çaba göstermeye özendirir. Başarı için ilham kaynağıdır.

Başarılarımızla gurur duymamızı ve onlardan keyif almamızı sağlar.Bizim yaklaşımımıza bağlı olarak başka insanlar ve dışımızdaki olaylar özgüvenimizi yükseltebilir ya da bitirebilirler.

Yaşama özgüvenli bir şekilde yaklaşmak ve bunu sürdürmek önemlidir. Ancak, aşırı bir güven duygusu ile hareket ederek kendimizi ve diğer insanları tedirgin etme riskini de almamak gerekir.Özgüvenimiz olmadığında işleri yapabilme yeteneğimizden emin olamayız. Gerekli beceriye ve deneyime sahip olduğumuzu bildiğimiz halde daha önce hiç yapmadığımız bir işle karşılaştığımızda endişeleniriz.

Birçok durumda, özellikle karar vermemiz, inisiyatif kullanmamız veya yeni insanları işin içine katmamız gereken durumlarda rahatsız ve huzursuz oluruz.Buna karşın, aşırı bir güven duygusu içinde davrandığımızda; sınırlarımız olduğunu kabul etmek istemeyiz, yeteneklerimiz hakkında gerçekçi olmayan düşüncelere kapılırız. Üzerimize aşırı iş yükü alırız, böylece her zaman iyi iş yapamayız. En iyiyi bizim bildiğimizi düşünürüz, önerileri göz ardı ederiz, bize yardım etmek isteyenleri de genellikle reddederiz.

Olması gereken düzeyde bir özgüvene sahip bulunduğumuzda ise; en iyi için çaba göstereceğimizi ve kabul edilebilir bir sonuç ortaya koyacağımızı bilerek işleri ele alırız. Bir işi yapamadığımızda mazeret üretmek yerine yeniden denemeye başlarız. İlk seferinde tümüyle doğru olarak anlamadığımız ya da yapamadığımız bir işin dünyanın sonu anlamına gelmediğini biliriz. Hatalarımızı dert etmek yerine onlardan ders almasını becerebiliriz. Bir çok durumla ve sorunla daha iyi baş edebiliriz.

Özgüven hedeflerimizin peşinden giderken bize güç verir. Başarılarımızla doyum ve rahatlık hissetmemize izin verir. Özgüvenimizin güçlü olması durumunda başarı bize doğal ve doğru gelir. Birçoğumuz, belirli zamanlarda, belirli insanlarla ve belirli durumlarda kendimizi güvenli hissederken bazı durumlarda, zamanlarda ve bazı insanların karşısında özgüvenimizi yitiririz. Kendimize olan güven duygumuzu nelerin etkilediğini doğru anlamamız gerekir. Bunun için şu soruları kendimize sormalıyız ve dürüst cevaplar vermeliyiz.

Ø Kendimize en çok güvendiğimiz zamanlar hangileridir? Yeteneklerimizden emin olduğumuz ve kendimizi en rahat hissettiğimiz durumlar nelerdir?

Ø Karşısında özgüvenimizin en yüksek olduğunu düşündüğümüz insanlar kimlerdir? Niçin?

Ø Onlar, bize özgüvenimizi artıracak ne söylüyorlar veya ne yapıyorlar?

Ø Ne zaman kendimize olan güvenimizin en düşük olduğunu hissediyoruz?

Ø Özgüvenimizi azaltanlar nelerdir? Hangi insanlar ve hangi durumlar bizim kendimizi güvensiz hissetmemize neden oluyor? Söylenen ya da yapılanlar nelerdir?

Bu sorulara cevap verirken hazır olmadığınız yeni durumlardan ya da kıyafetinizin ve dış görünümünüzün iyi olduğu zamanlardan söz edebilirsiniz. Özgüven, çoğunlukla, kendimizi nasıl hazırladığımız ve kendimizi nasıl gördüğümüz ile ilgilidir. Özgüven gelip giden, azalıp artan bir duygudur. Bazı günler kendimizi diğer günlere göre daha güvenli ve güçlü hissederiz. Bazı günlerde de kendimizi arkadaşlarımızın yanında yetersiz hissederiz veya kendi yeteneklerimizi sürekli olarak onlarınki ile kıyasladığımız durumlar yaşarız.

Özgüvenimizin zayıfladığı durumlarda yapabileceğimiz ilk iş, hiç kimsenin mükemmel olmadığını kabul etmektir. Belki, başka insanların sizin sahip olmadığınız becerileri vardır. Ancak, siz de büyük olasılıkla onların yapamadığı bazı şeyleri yapabiliyorsunuz.Özellikle, onlarla rekabet edebileceğiniz alanlarda kendi yeteneklerinizi geliştirmeye odaklanın. Tüm yapabileceklerinizi aklınıza getirin, yapamayacaklarınız için fazlaca endişelenmeyin, onlara takılıp kalmayın.Özgüveni artırmanın iyi bir yolu, yaşamdaki başarılarımızı hatırlamaktır. Sahip olduğumuz tüm yeteneklerimizi, iyi kullandığımız becerilerimizi aklımıza getirelim ve güvenli davranarak kazançlı çıktığımız zamanları hatırlayalım.

Eğer, siz de özgüveninizi kazanmak ve geliştirmek istiyorsanız, yeteneklerinizi önemseyin ve kabuğunuzdan çıkın. Daha rahat ve girişken davranmayı öğrenin. Fikirlerinizi daha sesli ifade edin. Sorumluluklar alın. İş yaşamınızda karar alma süreçlerinde ve uygulamalarda daha aktif olarak kendinizi gösterin. Enerjik olmak için bu tür insanları kendinize örnek alın. Cesaretli olun, hata yapmaktan korkmayın. Başarısızlıkların birer ders olduğunu ya da başarı yolunda küçük molalar olduğunu düşünün. Elde ettiğiniz her başarıyla özgüveninizin arttığını göreceksiniz.
Yazan : İsmet Barutcugil

Bazı Gerçekler

*Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün ama sonrası için bir şeyler bilmek gerek.
*Kendini en iyilerle kıyaslamak değil kendi en iyinle kıyaslamak sonuç getirir.
*İnsanların basına ne geldiği değil o durumda ne yaptıkları önemli.
*Ne kadar küçük dilimlersen dilimle her işin iki yüzü var.
*Olmak istediğim insan olabilmem çok vakit alıyor.
*Karşılık vermek düşünmekten çok daha basit.
*Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun.
*Bittim" dediğin andan itibaren pilinin bitmesine daha çok var.
*Sen tepkilerini kontrol edemezsen tepkilerin hayatını kontrol eder.
*Kahraman dediğimiz insanlar bir şey yapılması gerektiğinde yapılması gerekeni şartlar ne olursa olsun yapanlar.
*Affetmeyi öğrenmek deneyerek oluyor.
*Bazı insanlar sizi çok seviyor ama bunu nasıl göstereceğini bilemiyor.
*Ne kadar ilgi ve ihtimam gösterseniz bazıları hiç karşılık vermiyor.
*Para ucuz bir başarı.
*Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları kaldırmak için elini uzatır.
*İki insan aynı şeye bakıp tamamen farklı şeyler görebilir.
*Aşık olmanın ve aşkı yasamanın çok çeşidi vardır.
*Her şartta kendisiyle dürüst kalanlar daha uzun yol yürüyor.
*Hiç tanımadığın insanlar iki saat içinde senin hayatını değiştirebilir.
*Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında çizginin nereden geçtiğini bulmak zor.
* Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez. Gerçek aşkların da!
*Tecrübenin kaç yaş günü partisi yasadığınızla ilgisi yok Ne tur deneyimler yaşadığınızla var.
*Aile hep insanın yanında olmuyor. Akrabanız olmayan insanlardan ilgi sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz. Aile her zaman biyolojik değil.
*Ne kadar yakın olursa olsunlar en iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir. Onları affetmek gerekir.
*Bazen başkalarını affetmek yetmiyor. Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.
*Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.
*Şartlar ve olaylar kim olduğumuzu etkilemiş olabilir. Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.
*İki kişi münakasa ediyorsa bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.
*Her problem kendi içinde bir fırsat saklar. Ve problem fırsatın yanında cüce kalır.
*Sevgiyi çabuk kaybediyorsun pişmanlığın uzun yıllar sürüyor.
*Bir insanı kazanmak çok zor ama kaybetmek çok kolay.
Blog Widget by LinkWithin