WALT DISNEY DEYİNCE….
Uzun yıllar önce, Kansas City’de bir genç, gazete gazete dolaşıp çizdiği karikatürleri satmaya çalışıyordu. Ama bütün yazı işleri müdürleri sanki ağız birliği etmiş gibi, biraz da kaba bir dille, ona aynı şeyi söylüyorladı:
“Karikatüre yetenekli görünmüyorsun, neden bu işi unutup başka başka şeyler denemiyorsun?”
Ama karikatür, gencin hayatının rüyasıydı. İnsan biricik rüyasını, gayesini nasıl unutabilirdi? O karikatürü bıraksa bile, karikatür onu bırakmıyordu ki; geceleri rüyalarına giriyor, onu daha fazla yakalayıp kendine çekiyordu. Sonunda mahalli kiliselerden birinin rahibi, genci kilisedeki faaliyetlerin resimlerini çizmesi için küçük bir ücret karşılığı işe aldı. Ama çiçeği burnunda sanatçının bir stüdyoya ihtiyacı vardı. Hem resim çizebileceği hem de uyuyabileceği bir yer lazımdı ona. Allahtan ki, kilisenin eski garajı vardı; ama garaj kelimenin tam anlamıyla farelerin istilası altındaydı. Genç, burada yaşamak zorundaydı. Ama günlerini birlikte geçirdiği bu farelerden birisi, tıpkı o genç sanatçı gibi dünya çapında şöhrete kavuşacaktı. Dünyanın her tarafında tanınan bu fare Mickey Mouse, genç sanatçı ise hayatının rüyasını asla terk etmeyen Walt Disney 'di..
2 yorum:
şekerim nerelerdesin ya? gözümüz internette kaldı! :)
Wow..Böyle başarı hikayeleri çok hoşuma gidiyor.Hayallerimizi aslaa bırakmamalıyız:)
Yorum Gönder