13 Eylül 2009 Pazar

Kaktüslü Bir Gündü

Kaktüs ve Sukkulent nedir?
Kaktüs familyası (family Cactaceae). Bitkiler dünyasının vasküler, çift çenekli ve çiçekli bitkiler olarak adlandırılan kolunda yer alan bir familyadır (Subclass Dicotyledonae, Superorder Caryophylliflorae)
Tüm kaktüs familyası türleri sukkulent bitikilerdir. (Sukkulent, gövde veya yapraklarındaki özel etli dokularda su tutma, biriktirme yeteneği olan bitki anlamındadır.) Ancak tüm sukkulent bitkiler kaktüs değildir. Kaktüs dışı olanlara genellikle "diğer sukkulentler" denir. Bitkiler dünyasının birçok familyasında az veya çok sayıda sukkulent tür bulunur.
Bu tür bitkiler, ışık ya da suyun azaldığı dönemlerde hayatta kalmayı başarabilecek su tutma özelliği yanında, aşırı su kaybını engelleyebilecek şekilde gözenekleerini kapatmak, fotosentez işlemini gece de sürdürebilmek ya da çok olumsuz şartlarda uyku fazına geçerek uygun koşulları beklemek gibi, özel bazı başka yetenekler de geliştirmişlerdir. Hemen tüm kaktüsler gövde sukkulentidir. Yani suyu gövdelerinde biriktirirler. Gövde dışında köklerde, dallarda ya da yapraklarda su biriktiren kaktüs ya da diğer sukkulentler vardır.

Kaktüsler sadece çöllerde mi yaşarlar?
Sanılanın aksine kaktüsler gerçek kum çöllerinde yaşamazlar. Kum çölü hiç yağmur olmayan yer demektir. Oysa kaktüs de olsa, yaşamak için her bitkinin az veya çok su gereksinimi vardır. Kaktüsler ve diğer sukkulentler gezegenimizde oldukça geniş alanlar kaplayan ve yarı-çöl (desierto, matorral, chaparral) olarak adlandırılan bölgelerin bitkileridir. Yarı çöller ABD (Arizona çölü), Meksika (Sonoran çölü), Peru, Şili (Atacama çölü) ve diğer Güney Amerika ülkeleri ile Afrika'nın bir çok bölgesinde bulunur. Buralarda yıllık yağış çok az ve düzensizdir (200-500 mm/yıl). Tüm kaktüsler Amerika kıtalarının (kuzey ve güney) endemik bitkileridir. Diğer sukkulentler ise bütün kıtalarda yaygın olarak bulunurlar.

Kaktüsler daha mı az ilgi isterler?
Pek çok kişi, zaten oldukça olumsuz şartlarda yaşamakta olan bu bitkilerin hemen hiç ilgi gösterilmese de yaşayabileceklerini düşünürler, bir anlamda doğrudur, ihmal edilmeyi tolere edebilirler, ancak, kaktüsler de yaşayan canlılardır ve bakım gördükleri taktirde her yıl düzenli olarak çiçek açıp büyürler. Uzunca bir süre sulanmayan bir kaktüs, bir süre sonra uykuya geçecektir, bu da eğer uygun zaman değilse, bitkinin büyümesini durdurması anlamına gelecektir.Ne zaman çiçek açarlar?Kuru, çöl bölgelerinde uzun süren kuraklık dönemlerinde-ki bu kış ve yaz mevsimleri ile bahar aylarının önemli bir bölümüdür-kaktüsler uykuya geçerler. Kuraklık sorununu aşabilmek için kısa bir yaşam döngüsü kurgulamışlardır. Bu sayede, yağmurların başlamasıyla birlikte çabucak gelişip dallanıp, yapraklanıp çiçeklenirler ve bir aydan kısa bir süre zarfında tohum üretmeye başlarlar. Yanda bir Cereus, bu türün bazı bireyleri gece açan bitkilerdir. (noktürnal) çiçek çapları 25 cm’e kadar çıkabilir. Gece açanlar genellikle açık renklere sahiptirler, böylelikle tozlaşmayı sağlayabilmek adına, büyük kelebekler, yarasalar ve gece uçan bazı kuşların dikkatini daha kolay çekebilirler.

Her ne kadar genellikle çöl koşulları ile birlikte düşünülseler de, aslında tüm kaktüsler çöllerde yaşamazlar. Epifitik türlerden olan kaktüsler tropikal ormanlarda yaşayacak şekilde evrim geçirmişlerdir. Bu ortamda da su eksikliğinden çok, ışık eksikliği ile mücadele etmeyi öğrenmişlerdir. Örneğin, tropikal yağmur ormanlarında yaşayan ‘Epiphyllum’ türü kaktüsler, yukarıdaki sıkışık yaprak örtüsünün yarattığı gölge nedeniyle, daha fazla ışık alabilmek amacıyla yassılmış ve genişlemiş bir gövdeye sahiptirler, böylelikle daha fazla ışık almaya çalışırlar. Ayrıca, bu bitkiler ağaç gövdelerine tutunarak daha yükseklere tırmanarak, ışığa daha yakın olmayı başarırlar. Bir kaktüs yetiştiricisinin bu gibi detayları bilmesi, bitkinin orijinal ortamını tanıması ve baktığı bitkinin arzu ediyor olduğu ortamı sağlayabilmek, su, nem, toprak ve ışık koşullarını daha iyi tasarlamasına olanak verir.

Fotoğraflar : Eminönü Kuşçular ve Bitkiçiler pazarından..

Tavuk göğsü


Malzemeler:

1 lt. süt
3/4 margarin
1 su bardağı un
1 yemek kaşığı nişasta
1.5 su bardağı şeker
1 paket vanilya





Yapılışı:

Yağı geniş bir tencerede eritip unu ve nişastayı ilave edip kavruluncaya kadar karıştırıyoruz. Kalan tüm malzemeleri ilave edip muhallebi kıvamına gelene kadar biraz daha kavuruyoruz. Tencereyi ocaktan alıp mikser yardımıyla ılınana kadar çırpıyoruz. Köşeli bir borcamı sıvı yağla yağladıktan sonra muhallebiyi döküyoruz. Buzdolabında bir müddet soğuduktan sonra enine doğru dilimliyoruz. Dilimlerimizi hafif rulo şeklinde servis tabağına alıp üzerini tarçınla süsleyip servise sunuyoruz... Afiyet olsunnn ;)

12 Eylül 2009 Cumartesi

Supangle

Malzemeler:

1 lt. süt
1 su bardağı un
1.5 su bardağı şeker
2yemek kaşığı kakao
2yemek kaşığı damla çikolata
hindistan cevizi





Yapılışı:

Derin bir kaba soğuk sütle beraber unu, şekeri ve kakaoyu ilave edip karıştırıyoruz. Top top olmaması için mikserlede karıştırabiliriz. Daha sonra ocağa alıyoruz ve kaynayıncaya kadar karıştırıyoruz,sonra ocaktan alıp içine damla çikolatadan 2yemek kaşığı kadar ilave edip çok az karıştırıyoruz. Ben kaselerin içine evdeki kurabiyelerden 1er tane kırarak koydum ve üzerine supangleyi döktüm. Yerken daha lezzetli oldu.. Afiyet olsunn ;)







9 Eylül 2009 Çarşamba

Herşeyde Bir Hayır Var !

Bir zamanlar Afrika'daki bir ülkede hüküm süren bir kral vardı. Kral, daha çocukluğundan itibaren arkadaş olduğu, birlikte büyüdüğü bir dostunu hiç yanından ayırmazdı. Nereye gitse onu da beraberinde götürürdü. Kralın bu arkadaşının ise değişik bir huyu vardı.
İster kendi başına gelsin ister başkasının, ister iyi olsun ister kötü, her olay karşısında hep aynı şeyi söylerdi:
Bunda da bir hayır var!
Bir gün kralla arkadaşı birlikte ava çıktılar. Kralın arkadaşı tüfekleri dolduruyor, krala veriyor, kral da ateş ediyordu. Arkadaşı muhtemelen tüfeklerden birini doldururken bir yanlışlık yaptı ve kral ateş ederken tüfeği geriye dogru patladı ve kralın baş parmağı koptu. Durumu gören arkadaşı her zaman ki sözünü söyledi:
Bunda da bir hayır var!
Kral acı ve öfkeyle bağırdı:
Bunda hayır filan yok! Görmüyor musun, parmağım koptu?
Ve sonra da kızgınlığı geçmediği için arkadaşını zindana attırdı. Bir yıl kadar sonra, kral insan yiyen kabilelerin yaşadığı ve aslında uzak durması gereken bir bölgede birkaç adamıyla birlikte avlanıyordu. Yamyamlar onları ele geçirdiler ve köylerine götürdüler. Ellerini, ayaklarını bağladılar ve köyün meydanına odun yığdılar. Sonra da odunların ortasına diktikleri direklere bagladılar. Tam odunları tutuşturmaya geliyorlardi ki, kralın başparmağının olmadığını farkettiler.
Bu kabile, batıl inançları nedeniyle uzuvlarından biri eksik olan insanlar yemiyordu. Böyle bir insanı yedikleri takdirde başlarına kötü olaylar geleceğine inanıyorlardı. Bu korkuyla, kralı çözdüler ve salıverdiler. Diğer adamları ise pişirip yediler.
Sarayına döndügünde, kurtuluşunun kopuk parmağı sayesinde gerçekleştiğini anlayan kral, onca yıllık arkadaşına reva gördüğü muameleden dolayı pişman oldu. Hemen zindana koştu ve zindandan çıkardığı arkadaşına başından geçenleri bir bir anlattı.
Haklıymışsın! dedi. Parmağımın kopmasında gerçekten de bir hayır varmış .İşte bu yüzden, seni bu kadar uzun süre zindanda tuttuğum için özür diliyorum. Yaptığım çok haksız ve kötü birşeydi. Hayır diye karşılık verdi arkadaşı. Bunda da bir hayır var!
Ne diyorsun Allah aşkına diye hayretle bağırdı kral Bir arkadaşımı bir yıl boyunca zindanda tutmanın neresinde hayır olabilir.?!
Düşünsene, ben zindanda olmasaydım, seninle birlikte avda olurdum, değil mi?
Ve sonrasını düşünsene.....

3 Eylül 2009 Perşembe

Örme Bikini

Merhaba örgü sever dostlarım :)
Yaza başlarken aklımda hep örgüden bikini yapma fikri vardı. Sonunda örmeye karar verdiğim gün kendimi tuhafiyede rengarenk ipliklere bakarken buldum. 4 renk ip aldım. Sarı, Krem, Turkuaz, Yeşil...
O muydu bu muydu derken sarı ipte karar verdim ve ortaya bu şirin bikini çıktı. Aslında boyuna çıkan iplerin altına çiçek motifi örüp ilave edecektim ama acilen tatile çıkmam gerektiği için yapamadım, zaten son gün bitirdim :)
Mesela sırttan bağlanan iplerin ucuna da çiçek motifleri dikilebilir.. Bir daha ki sefere daha süslü yapıcam :)
Size de tavsiye ederim gerçekten çok beğenildi ;)

2 Eylül 2009 Çarşamba

Eylül geldi, Hoş geldi :)



Eylül "ben geldim" dedi.

Hemen ilk günlerinde bizi yağmurla buluşturan Eylül ayını,
hangi model elbiselerle karşılayacağız bir bakalım..

Pastel tonların hakim olduğu elbiselerde mor renge ağırlık verilmiş..









Örgü elbiseler çok beğenilecek



kareli kumaş ;)
modeller..victoria's secret..
Blog Widget by LinkWithin